ARI DÜNYASI SAKLI ŞİFA
ARI DÜNYASI BAL VE ŞİFALAR ARI SAĞLIĞI İNSANA SAĞLIĞI
“Önce bilmek arı dünyası yok ise insanlık kolonisinde olmaz arı birlikte koordineli bal yapamadığı gibide insanlık birlikte yaşam boyutunda iş yapmadığı gibide sadece önüne gelenle yetinir ya sonra”
Bizlere bir hayat verdi yaşayın diye ve öyle ki aklı olmayan bir koloni verdi ve verirken bir görev ile o koloniye görevin bu dedi bir gelişle o görevleri tam yaparak kolonisini kendi dünyasında yaşama ve savunması içinde iğnesini kanadını ayaklarını vererek kendi kolonisi dişin dada aynı koloniden olsalar da o yaşam alanına sokturmadı çünkü evini yemeğini göz dikenlere diktirenlere her zaman nesli boyu cevabini verdi ,göz odalara bir talimatla kolonisini çoğaltmak içinde ,zincir oluşturdu larvalarını çoğalttı arı sütleriyle ve polenleriyle balıyla önce kendini fazlasını da daha önceden işlenmiş insan ırkına ikramda bulundu ikamın içinde şifa ve kendi daha üstün savunma silahı da propolisi sundu..
Şimdi arıya böcek derler bir de “insan dünyasına bakalım” arı dünyasında yaşlı genç koloniler kendi aralarında savaşırlar yaşlı koloni der komut verir en yakın veya mesafe ölçümcüleri gönderir ve kendi zamanlarına göre öncüler döner koloni içinde dans eder dansı ise bir mesafe ölçümü dür ve tüm yaşlı olan artık o koloniyi terk eder buna oğul çıkışı denir.
Asıl yaşlı olan fenomen kokulu kraliçe ömrü 3 yıl 5 yıl arasıdır diğer arılar ise hepsi gençtir sadece ömürleri 30 gün dür.
Şimdi bakalım insan boyutuna bir biriyle eşleşmeyen planlı bir boyut insan var olduğundan beri yağmacı ayılım cı saldırgan kan kokusunu seven leş ve ete düşkün eşek arısına benzer diğer arılara saldırsa da savunan koloni kanatları çırparak ısıyı artırır hem kendisini hem de koloniye saldıran arıları yok eder.
İşte bu da insan ırkını daha da yaşamlarını yayılımcı saldırgan yaşamda ise sadece yaşamlarını sürdürmek için ülkeler arası saldırmaya verilmiş akılla da başka, başka ülkeleri yok etmek içinde gladyatörler danışmanlıklar vererek bazen de ülkeler içinde larvalar zaman zamanlar gelince de çoğaltır daha çok kan kokusuyla da bir yaşam sunar.
Aslında kendi içinde zayıflamış hali var oluşundan kendilerini bu fırsat fırsatlar için de yaratarak eşek arısı dan daha büyük arı görüntüsü vererek küçük küçücük bal arısından korkar halini sezdirmez ve verilen insan akılda şu yerleşmiştir sonradan içindeki maddeleşmemiş şeytanlar maddeleşerek iblis olurlar..
İnsanlık her keşiflerde buldukları yerleri koloni yerleştirerek büyürler ve köle esir ederek sömürürler ,atar önce şirin sonra maske altlarında insanlık nasbı almamış insan boyutuna evrimleşmemiş canavarlar hortlar.
Her zamanda asırlar geldikçe de taktiksel güçler toplar savaşlar sonrası göstermelik düşman olurken yeri ve zamanı gelince ,başka arka planlarda birleşerek o karasal kıtalarda ve ya yaşam alanları ülkeleri paylaşmak için toplantılar yaparlar.
Bir yandan ise toplantılar sonra arkasından kuyu kazar bir yanda o ülkeyi diğer ülkeleri fethetmek içinde danışmalı bazı ülkeleri eski düzen gibi koloni yaparlar bezende ya tutarsa misali yandaş gördükleri ülkeye fitne fesat yüklemesi yaparak o ülkeye ve istila edilecek ülkenin etraflarına koloni yapay birleşik devletleri kolonisi kurarak içerdeki veya pembe dünya vaatlerine güzel gülücükler alkışlar vererek yenilmez güç gladyatörler yerleştirerek yürü oğlum seni kim tutar misali.
İstila edilecek ülke içinde geçmişten gelen larvaları uyandırarak o ülkeyi dize getirmek için veya korktukları ülkeyi almak için kendisi o ülkeye çomak sokmayarak ülke ( içindeki dışında önceden var oluş kolonisini ) artık uyanın misali elindeki çomağı tutuştururlar korkarcasına uzun uzun değnekler ülkeler ekleyerek yok etmek ister bazen o ülkenin müttefikleri olsalar da (kulaklarını gözünü ağzını ) kapatır o istila edilecek ülke içinde “vatan bayrakları halkı için demokrasi tek yumruğu” duymamak için kapatılmış üç bölümü kapatsalar da hislerini kapatamazlar önceki viz sesleri bildiklerinden iğneni yerine çuvaldızı batmasını hissederler ve unutamazlar.
Bu her yüz yıl ve asırlardan beri gelen “açlık açıkta kalma ölüm korkusu” yaşatan gelenek haline gelen zaman dilimleri vardır bazen kendi yandaşını bile bile zor durumlara sokarak bazen düşman olanlarla perde arkası birlikte savaşanlar savaştığı halde o ülkelere krallık özgürlük vaatleri vererek o ülke saldırtılarak bazen de hastalıklar virüsler bazen de geçmişleri eşleşen fotomodellerle biz arkandayız abi dayı bizi koru dedirttirecek inanmaları için timsah göz yaşlarıyla ülkeler ,ülkeler arası halkını bu şekilde kandıracak.
Daha sora insanlığı kandıracak toplumlar kendi menfaatleri ve daha çok güçlenmek için şirketler şirretler çok çıkacak aynı taktiksel planlama aynı sahne oyunları elindeki güç senin sırrın sır vermedikçe sahada eşitsin ve kapılmayın 2014 2018 2023 2029 uyanmaz isen 2045 ve daha sonraları insanlık devletleri olmayan sadece kendi ülkelerinde istediğini getirip götüren para varsa veya güç varsa kanunları yazdıran ve insanlığı esir esarete düşüren şirketler şirretler bu gün yarın yarından sonrası yıllar esir esaret içinde oluşunuz ise uyanmamış haliniz ve şirretlere ofis boy oluşunuzdur.
Uyanırsan savunma yapabilir bu günde yarında bitmeyecek asırlar gök kuşaklı olmayacak yağmur sonrası çıkacak hava nem yağmurlara şiirler yazdığınız gibi olmayacak asıl marifet bulutlarda olacak dünya çekirdeğin de biriken su hidrojenler volkanik olarak yer yüzüne çıkarak yaşamı yenileyecek her devlet ülkeler ise karanlıktan aydınlığı parlayan ışığı arayacak (yayılmacı güçler ise sadece kamulaş altında ise şirketler şirretler) karanlıktan daha karanlıktan korkarak bora fırtınalardan “her gün bitişinde gün aydınlanmasında” buğulu pusulardan ve gölgelerinden korkarak yaşayacaklar.
Çoban derki bu günün en büyük silahını da en büyük işler yapmak istesem de ses getirecek işler yapmak istesem de dışa bağlı kanunlar ve mevzuatlar olduğu sure savunma kanadım ve savunma silahım olmayacak.
Sadece ülkeme bayrağıma önce yaşamak için sonra yaşatmak için ölüme gidecek ve tek ölmek yerine düşmanlara karşı ölüme koşmak aynı kamikaze gibi bu topluma zincir vuracak oyunları bizim gibiler çok gördü çok da ders verdi her gördüğün koloniye çomak sokulmaz sokulmayacağını bildiği içinde kaçak oyunlar oynar o ülke içinde kolonisi için iş görev yapmıyor ise ya kapı önü yada arıların yaptığı gibi o pis kokulu larvayı savunma virüs mikropları yok etmek içinde poropolisle mumyalamak bu yarın geç olmadan bu gün şahmeranları yok etmek diğer yılanların yaşamasına yer sağlamamak o da bu gün demiri tavında döğmek gibidir.
Sene 2008 2012 2017 Başka ,başka ne derler korkusu yaşatır yaşattırırlar yol bildiğin yol hak verilen hak hakikat için yoldur. Yaşamak yaşatmak ilk başlangıcı korkunun korkusu içindeki en derindeki korkusuzluktur bu da oyuna gelmeden oyun bozmaktır..
Çoban
Doğadan gelen yaşam...Nimetler ve hikmetler. ."Yaratanın her şeye gücü yeter ".sen iste ara.. Şifa kaynayan ballar… Üreticileri destekleyin, tüm yöreniz den ,arı yok ise doğa taşıyıcılar yoktur ..ve arkadan gelen sağlık yok olur...
KEÇİ BOYNUZLU MELEK OTU BAL
Alanya, Anamur, Günnar , Silifke, Erdemli ,Mersin Melek otlu keçi boynuzlu kokulu bal… Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’da yetişen. Her bölgede yetişen farklı özelliklere sahiptir ve farklı hastalıkların tedavisinde kullanılabilir. Çeşitli cilt hastalıkları tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Kökü ve tohumlarından elde edilen öz ile ilk olarak parfümlere koku ve alkollü içeceklere tat vermek amacıyla, yaprakları ve sapı ise gıda ürünlerinde kullanılmıştır.
Yine bu dönemde melek otundan elde edilen yağ başta olmak üzere çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Kökleri, gövdesi ve tohumları ayrı ayrı değerlendirilir. İlk yılın sonunda kökü çıkarıldıktan sonra yıkanır ve kurutulur. aromasını kaybetmemesi için hava geçirmeyen kaplarda muhafaza edilir. Yaprakları çok daha büyük olmasına rağmen yabani bir havucu andıran melek otu 80 cm kadar uzunluğa ulaşabilir. Sapı uzundur ve kökü mor renklidir.
Uzun ömürlü bir bitki olan melek otu 2 yılda bir çiçek açar. Yeşile çalan sarı çiçekleri bulunan melek otu yabani kereviz olarak da bilinir. Kereviz, havuç, rezene, dereotu ve maydanozun yakın akrabasıdır. Melek otunun binlerce yıldır tedavisinde kullanıldığı rahatsızlıklar arasında , Soğuk algınlığı Gaz giderme Mide kramplarını azaltma Menopoz semptomlarını hafifletme Akciğerleri ve bronşları açma Baş ağrısı Hazımsızlık Kaygı Uyku bozuklukları İştah açıcı İdrar söktürücü Kan dolaşımını arttırma Yüksek tansiyonu sayabiliriz.
Özellikle Çin melek otu alternatif Çin tıbbında hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Yağ olarak cilt üzerinde harici olarak kullanılabilir. Ağız yoluyla alındığında iştah kaybı, aşırı gaz, sindirim güçlüğü gibi sorunlara harici olarak kullanıldığında ise romatizma şişliklerine, egzama, akne gibi cilt problemlerine ve sinir ağrılarına iyi gelmektedir Arı lar bu sene keçiboynuzu ,melek otu çiçeklerinden ,insan sağlığına bal üretmişler ,Kokusu boy otuna benzeyen yanı (çemen )kokulu melek otunun kokusu da boy otuna benzer, çok hoş kokulu olup iştah artırıcı dır. Şifası çok olmakta dır.
Alanya, Anamur ,Günnar ,Silifke, erdemli/Mersin bölgelerinde arıcılar bilerek, bilmeyerek .Arıların bildiği şifalı bal insan oğluna sunmuştur. Tıbbi kullanımını desteklemek için İştah arttırıcı ,adet dönemleri, artrit, kan dolaşımı, beyin bozuklukları, kalp hastalığı, bağışıklık problemleri, ve cinsel işlev bozukluğu da dahil olmak üzere pek çok sorun için kullanmada faydası vardır
KEKİK BAL
Anamur ,Kütahya, Simav, Manisa Ballıbabagiller familyasından Vücuda faydalı nitelikleri ta Antik çağlardan beri bilinen bir bitkidir. Ülkemizde kekik türlerinden 40 kadarı doğal biçimde yetişmektedir.
Bu türlerden en çok bilineni “adi kekik” kışın yapraklarını dökmeyen çok yıllık bir çalıdır. Yeşil kahverengi dörtgen kesitli gövdesi, bitkinin ikinci yılında odunlaşır.
Tüylerle kaplı gri yeşil renkli, hoş kokulu ince yaprakları vardır. Bitkinin soluk erguvani renkli çiçekleri, yaz başı ile ortası arasında açar. Küre biçimli minik tohumları parlak kahverengidir.
Eczacılıkta bazı ilaçların yapımında kullanılan şifalı bir bitkidir. Çiçekleri, tomurcukları ve sapı baharat olarak kullanılır. Bazı türlerinin çiçekli ve yapraklı dallarından damıtma usulüyle kekik yağı elde edilir. Yapraklı dalları çay olarak da içilir. Güzel ve hoş kokusu vardır. “Evlerinizi zaman zaman akgünlük, yavşan, kekik ve gelin çiçeği gibi güzel kokulu otlarla tütsülendiğiniz” buyurmuştur.
Kekik türlerinin yaprakları kurumuş dallarının üzerinden elle sıyrılarak alınır. Bitkinin çiçekli tepeleri ise yaz başından sonuna kadar yağışsız günlerde toplanır. Bunlar, gölge ve havadar yerde özenle kurutulur, kuru yapraklarla karıştırılır. Kekik bitkisine hoş kokusunu veren, timol ve karvakrol adlı maddelerdir.
Timol, karvakrol, pinen, terpinen, terpineol, borneol, kariofilen, linalool, etrik yağ, organik asidler, luteolin, glikozitler, acı maddeler, madeni tuzlar. Faydaları ve Kullanım Şekli: Kekik, midedeki gazı çıkarır, mide ve karaciğer üşütmelerine karşı faydalıdır. Şişkinliği giderir, ağır yemekleri hazmettirir. Şehveti tahrik eder, koklanması nezleye iyi gelir Ayrıca, idrarı ve adet kanamasını arttırır.
Gözlerin görme duyusunu keskinleştirir, hafızayı kuvvetlendirir. Bir çorba kaşığı kekiği yarım kilo suda birkaç dakika kaynatmak, soğuttuktan sonra yemek aralarında veya yemekten sonra bir iki bardak içmekte fayda var. Kekik yağı, ağız yoluyla alındığında akciğer ve göğüs hastalıkları için gayet faydalıdır.
Safrayı arttırır ve bağırsak kurtlarını düşürür. Kekik ayrıca antiseptik (mikrop kırıcı) bir bitkidir. Kekiğin antiseptik ve koruyucu niteliklerini bilen Mısırlılar bu şifalı otu mumyalama işinde kullanmışlardır.
Gerçekten de kekik yüzlerce türünün koku olarak farklı olmasının yanında eşdeğerleri içerisinde en mükemmel dezenfektan, antiseptik ve antibiyotik bir bitkidir. Özellikle iltihaplı yaraların temizliğinde ve iyileştirilmesinde etkili olur. siyah nokta tedavisinde de temizleyici ve iyileştirici etkileri görülür.
Bu etkilerinden faydalanılmak için kekikyağı, sulandırılarak yara ve siyah noktalara dıştan uygulanır ya da kurumuş kekik karışımdan 2-3 tatlı kaşığı alınıp suda kaynatılarak elde edilen dekoksiyon yaralara ve siyah noktaları yerlere dıştan uygulanır.
Kurutulmuş kekik yaprakları, çeşni vermesi için özellikle çorba ve et yemeklerinde baharat olarak kullanılır. Ancak kokusu çok keskin, bitkinin tadı da acı olduğu için, kekik, yemeklerde çokça tüketilmemelidir. Bal arıları kekik türlerini çok sever ve makbul olan kekik balı yaparlar. Vücudu kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını keser. Bağırsak iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder. Kandaki şeker miktarını azaltır.
Lezzet arttırıcı yönlerinin yanısıra sağlığa da çok faydalı bir bitkidir.40-50 gr. kadarı 1 lt. suda haşlanıp ara sıra bir çorba kaşığı içilirse mide sularını arttırır, iştah açar. Hazmı hareketlendirir, kolaylaştırır. İçine kekik atılmış, vücudun dayanabileceği sıcaklıklıktaki su ile yapılan banyo romatizma ağrılarına çok iyi gelir. Kekik çay gibi, içildiğinde göğsü yumuşatmak, öksürüğü kesmek, sinirleri yatıştırmak gibi değerli niteliklere sahiptir.
Gaz söktürücüdür. Yatıştırıcıdır. İdrar söktürücüdür. Spazm çözücüdür. Kan dolaşımını hızlandırıp artırır. Terletici ve balgam söktürücüdür. Soğuk algınlığı, nezlenin boğaz ağrıları ve öksürüğün tedavisinde faydalı olur. Bronşit, boğmaca ve astım tedavilerinde başarıyla kullanılır. Doku ve damar büzücü etkileri nedeniyle çocuklarda ishal ve yatak ıslatma durumlarının iyileştirilmesinde yardımcı olur.
Bütün bu etkilerinden faydalanmak üzere, daha önce hazırlanmış olan karışımdan 2 tatlı kaşığı alınıp 1 bardak kaynar suya dökülür. 10 dakika süreyle demlendirilerek elde edilen infüzyon, günde üç kez birer bardak olarak içilir. Tadı acı olduğundan içine biraz bal katılarak alımı kolaylaştınlır. Bu çay, soğuk algınlığı ve boğaz ağrılarına iyi gelir.
Kekik, larenjit (gırtlak iltihabı) ve tonsilit (bademcik iltihabı) durumlarında da iyileştirici olur.
Bunun için yukarıda tarifi verilen dekoksiyonla ağızda derin gargara yapılır. Uyarı: Kekiğin içerdiği karvakrol adlı madde bazı kişilerin cildinde yakıcı ve kızartıcı etkiler yapabileceğinden, kekikyağı sulandırılarak uygulanmalıdır. Kekik çiçeklerini arılar çok sever, Kekik kokulu bal değerlidir.
LAVANTA BAL
Isparta ,Keçiborlu Latince Adı: Lavandula angustifolia Ballıbabagiller familyasındandır. Kışın yapraklarını dökmeyen 20 kadar çalımsı görünüşlü çok yıllık bitki türünün ortak adı lavantadır. Bu türlerden bazısı ülkemizde de yetişmektedir. Gövdesi dört köşe kesitli, yeşil renkli ve hoş kokuludur.
Grimsi yeşil renkli, ince uzun ve hoş kokulu yaprakları; uzun sapların ucunda seyrek başaklar oluşturarak yaz aylarında açan, çok kokulu, lavanta mavisi renkli çiçekleri vardır. Bitkinin gövde, yaprak, sap ve çiçeklerine özel kokusunu veren, bunların üzerinde bulunan küçük yıldızsı tüyleridir.
Lavantanın sonbaharda olgunlaşan küçük meyvelerinin her birinde, dörder adet fındıkçık şeklindeki tohumu yer alır. Lavanta, içinde bulunan uçucu yağın damıtılmasıyla elde edilen lavanta esansı (lavantayağı) parfümeri endüstrisinde önemli bir hammadde olarak kullanılır.
Bu şifalı bitkinin iyileştirici gücü günümüzde lavantanın yağından alınmaktadır. Bu yağ, lavantanın çiçek, yaprak ve gövdesini kaplayan yıldız biçimli minik ve panltılı tüylerindeki bezeciklerden damıtılmaktadır.
En iyi lavanta yağı, ince yapraklı lavanta ve karabaş lavantası türlerinden elde edilmektedir. Faydaları ve Kullanım Şekli: Sinirleri yatıştırıcı ve spazm çözücüdür.
Özellikle depresyonla ilgili aşırı sinirlilik durumunda yatıştırıcı olur. Uykusuzluk halini giderir. Stresle ilgili baş ağrılarında etkili bir iyileştiricidir. Bitkinlik ve güçsüzlük durumlarında, merkezi sinir sistemini ve dolayısıyla vücudu güçlendirici bir toniktir.
Saman nezlesini geçiştirmede etkili olur. İştahı açar, sindirimi kolaylaştırır. Mide ve bağırsaklardaki gazı söktürür. Kusma refleksini bastırır. İdrar söktürücüdür. Böbrekleri temizler. Öksürüğü kesici ve ateşi düşürücü etkileri de vardır. Bütün bu etkileri sağlamak üzere, lavantanın taze sürgünleri yaz başında ve çiçekleri iyice açtıklarında toplanır. 35 C dereceyi aşmayan sıcaklık ve gölge yerde özenle kurutulur.
Birbirine karıştırılan kurumuş sürgün ve çiçeklerden 1 tatlı kaşığı alınıp üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek ve 10 dakika süreyle demlendirilerek bir infüzyon elde edilir. Bu infüzyondan, günde üç kez birer bardak içilir. Romatizma, burkulma ve kırık yerlerinin ağrılarında rahatlatıcıdır. Bu durumlarda faydalı etkiyi sağlamak üzere,
lavanta çiçeklerinin damıtılmasıyla elde edilen lavanta esansı (lavantayağı) kullanılır.
Bu yağ içilmez. Yalnızca şikâyetli yerlere, elle ovularak dıştan uygulanır. Reçellere çeşni katmakta kullanılır. Kurumuş çiçekleri, lavanta torbalarına ve çiçek buketlerine, kokulandırmak için konulur. Duyarlı ciltlerde hücre değişimini hızlandırmak ve aknelere karşı antiseptik olarak kullanmak üzere tonik suyu yapılır, küvette hazırlanan banyo suyuna katılır. Çay gibi demlendirilip baş ağrısını hafifletmek ve sinirleri yatıştırmak üzere içilir.
Lavanta, uzun süreler uçup gitmeyen kokusuyla böcekleri kovan, aynı zamanda ev ve sokaklardaki kötü kokuları gideren bir bitkidir. Lavanta uzun zamandan beri tıpta kullanılmaktaydı. Yarım baş ağrılarının hafifletilmesi ve beynin banyo edilmesi için şakakların lavanta ile oğulması tavsiye edilir.
MERYEM ANA DİKEN BAL
İzmir, Selçuk, Latince Adı:: Silybum marianum Devekengeli, meryemanadikeni, sütlükengel olarak da bilinir.
Devedikeni, papatyagiller (Asteraceae) familyasından bazı dikenli bitkilerin ortak adıdır. Devedikenleri genellikle yol kenarlarında ve ekili olmayan tarlalarda yetişir. 1 ,2 yıllık otsu bir bitkidir.
.
Başçıkları, dikenli ve açık yeşil renkli yapraklar ile mor renkli küçük çiçeklerden oluşur. Meyvelerinin veya tohumlarının ucunda beyaz bir tüy bulunur. Yaprakları soluk yeşil renkli, beyaz damarlıdır.
Çiçekleri baş şeklinde bir arada, mor (nadiren beyaz) renklidir. Eskiden beri; yaprak, sap ve çiçekleri daha çok da tohumları tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Kuvvetli bir antioksidan etkisi olan bitki karaciğer koruyucu özelliğe sahiptir. Karaciğer yağlanması, siroz ve kimyasal toksinlerin verdiği karaciğer hasarlarını tedavi edicidir. Çok yıllık bir bitki olan ve köygöçerten adını taşıyan türü ise çok hızlı çoğalır ve zararlı ot olarak kabul edilir. Faydaları ve Kullanım Şekli: Karaciğerin hücrelerinin yenilenmesini sağlayarak, Karaciğeri arındırarak temizler.
Toksinleri atar.Deve dikeni safra kesesinde oluşan rahatsızlıklar içinde faydalıdır. Bir tatlı kaşığı dolusu deve dikeni tohumu, havanda hafifçe ezilir. Orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 1015 dakika demlendirildikten sonra süzülür. Taze demlenmiş çay sıcakken ve yudumlanarak, sabahları aç karnına, öğlen yemeğinden yarım saat önce ve yatmadan yarım saat önce birer bardak içilir.
Devedikeni tohumu kan temizleyici özelliğiyle romatizma için faydalıdır. Deve dikeni tohumunu, naneyle karıştırılarak demlenirse iyileştirici gücü de arttırılmış olur.Bunu da bal yapmış herbalıs arılar
KESTANE BAL
Düzce, safran bolu ,Kastomonu
ÇİÇEK KARIŞIK BAL
Erzurum ,Erzincan, Sivas, Kars, Hakkari, Yüksek ova
SANDAL BAL
Mersin Aydıncık , Mersin Akdeniz yöresi ….Yozgat Aydıncık Gerçek üreticilerde yörelerde bulabilirsiniz Kestane, Kekik, lavanta, balı harici diğer ballar çok az nadir dir . (Dikkatinize)
Şifa kaynayan ballar…
Çoban saklı şifa
Devam edecek